10 Mayıs 2008 Cumartesi

AMAÇ BARIŞ MI NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ MÜ?...

41 yıldır İsrail ile Suriye arasında en büyük kavga nedeni Golan Tepeleri. Yıllardır pek çok ülke iki ülke arasında barış sağlamak adına girişimlerde bulundu. Ancak bir gelişme sağlamak mümkün olmadı. Olması da mümkün değil gibi görünüyor.
Zira İsrail için 1967'de işgal, 1981'de ilhak ettiği Golan stratejik açıdan önemli. Çünkü zaten kıt olan su kaynaklarının dörtte birini Golan'dan karşılıyor. Sırf bu nedenden ötürü dahi tamamını iadesi mümkün değil. Hatta ve hatta tarımsal üretim ihtiyaçlarının büyük bir kısmı da bu bölgeden sağlanıyor. 50 bine yakın Suriye’ linin kovulmasının ardından İsrail'in yerleşime açtığı bölgede bugün 33 yerleşim biriminde 18 bin Yahudi yaşıyor. Ancak bölgenin daha kalabalık sahipleri, özel Golan Yasası'yla vatandaşlık hakkı da tanınmış olan 20 bin Dürzi. Ve çoğu da Suriye vatandaşlığından vazgeçmiyor. Her fırsatta yeniden Suriye himayesinde olmak istediklerini dile getiriyorlar.,
İsrail'in her zaman şık bir koz olarak kullandığı Golan'ı kısmen iadesi, hadi imkânsız demeyelim ama hiç de kolay değil. Zira bunun karşılığında Şam'dan çok esaslı bir şeyler koparması gerekir. İsrail'in ünlü lideri Menahem Begin, Golan'ı ilhak kararı BM'de sorun olduğunda Knesset' teki soruları "Sizler ilhak kelimesini kullanıyorsunuz, bense kullanmıyorum" demişti. Olmert de bugün gizli kanallardan kozunu nasıl oynarsa oynasın kamuoyu önünde Golan' ın iadesini hiç ama hiç anmadı. Zira İsrail kendisi için bu kadar önem arz eden Golan' ı kontrolünden bir şey yitirmeden vermesi hiç kolay değil ve bunu bir arabulucunun başarabilmesi de mümkün değil.
İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nin iadesi odaklı müzakerelerin 2000'de çökmesinden beri tekrarlanıp duran bu sorun artık tüm dünya kamuoyunda bıkkınlık yarattı. Belki de tek farkı İsrailliler için dünün 'ancak kolaylaştırıcı rol üstlenebilir' dediği Türkiye'nin bugün arabulucu pozisyonuyla arz-ı endam etmesi. O vakit sormak lazım: Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü?
Bu konuda Erdoğan’ın başarı sağlaması halinde böylesine kördüğüme dönmüş bir meseleyi çözdüğü gerekçesiyle Nobel Barış Ödülü verilecek büyük bir ihtimalle. Ancak çok merak ediyoruz doğrusu acaba bu ABD’nin daha doğrusu George W. Bush' un Erdoğan için hazırladıkları son bir kıyak mıdır? Yada Golan Tepeleri’ ni vermesi halinde müthiş bir su krizine girecek olan İsrail’ e bu konuda Erdoğan nasıl bir öneri sundu? Daha doğrusu şunu soralım; Bu barış sağlandığı takdirde Türkiye ne kaybedecek?
Belki de çok kuşkucu olduk. Ancak yaşananlar ve ortadaki manzara yazıktır ki karamsar olmamıza neden oluyor. Bunun suçlusu da bizler değil, bizleri bu hale düşürenlerdir. Umarız Erdoğan Nobel Barış Ödülü adına ülkemizi felaketlere sürükleyecek anlaşmalara imza atmaz…..

ARZU KÖK

Hiç yorum yok: