AKP iktidara geldiğinden beri dar gelirlinin yanında olduğu konusu üzerinde ısrarla duruyor. Peki acaba gerçekten de AKP dar gelirlinin yanında mı? Bence değil. Ama bunu sadece ben veya birkaç kişi söylemiyor. Yaşadığımız, gördüğümüz olaylar söylüyor.
Dar gelirlinin yiyebildiği yiyecekler ay çiçek yağı, pirinç, makarna, un, fasulye, nohut, bulgur, mercimek ve barbunya değil midir? Bunları daha çok tüketenler dar gelirli insanlarımız değil mi? Evet, bunlar fakir halkın yiyeceği. Peki fakir halktan yana olduğunu söyleyen AKP iktidarı samimiyse neden fiyatları düşürmek adına köklü tedbirler almıyor? Bu yiyeceklerin fiyatları 6 ayda iki katına çıkmış. Spekülatörler bayram ediyor. Yani dar gelirli vatandaşımız bu yiyeceklere artık iki kat fazla ödeme yapmak durumunda. Halbuki gelirlerinde bu tarz bir artış söz konusu dahi değil.Maaşlarında ki artış ise gıdada ki artışın yanında devede kulak kalıyor.
Gıda fiyatları nedeniyle ülkemizde yoksullar yüzde 5-6 kadar daha da fakirleştiler. Rakamlar ortada. Ülkemizde 2005 gelir dağılımı araştırmasına göre 620 bin aç insan var. Ama ölmediklerine göre, bir yerden borçla yiyecek buluyorlar. 11.7 milyon kişinin de ailesine (5 kişi) ayda 850 YTL’ den az para giriyor. Yani, kısaca, ülkemizde 13 milyona yakın kişi sıkıntı içinde. Gerçek gıda fiyatı artışının da son bir yılda yüzde 20’den fazla olduğu göz önüne alınırsa (kimilerine göre yüzde 50) ülkemizde yoksullar yüzde 10’a yakın hırpalandı. Açlık sınırında yaşayan insan sayısında büyük bir artış söz konusu artık.
Peki, bu şartlar altında, AKP fakirden yana, denir mi?
AKP iktidarının fakirden değil de zenginden yana olduğunu ise en iyi belki de şu haber gösteriyor. “Yelkenli ve motor yat vergileri düşürülüyor.” Neden düşürülüyor acaba? Yoksa dar gelirli vatandaşın teknesi mi var? Yoksa varlıklı, zengin insanlara yapılan bir kıyak mıdır bu? İşte görüldüğü gibi AKP böyle kişilerin vergilerini düşürürken yoksulları yerden yere vuruyor.
AKP’ nin düşük gelirlinin değil, zenginin partisi olduğunu, “Spor kulüplerinin vergi ve prim borçlarına 10 yıl erteleme ve taksit olanağı” getiren yasa tasarısına eklenen bir maddede de görmek mümkündür. Buna göre, aylık maaşı halihazırda 130 bin YTL olan Fatih Terim sadece yüzde 5 vergi ödeyecek. Yani yoksul vatandaş yüzde 19 vergi verirken Fatih Terim yüzde beş vergi verecek. Peki bu mudur fakirden yana olmak? Bu mudur kendini fakirlerin partisi diye çıkanlar?
Fakire kömür, gıda yardımı yapıyorlar diyeceksiniz. Evet yapıyorlar. Ama burada da insanın aklına “Adama, kömür,gıda yardımı yapacağınıza, 6 yılda kömürünü kendi parasıyla, kendi kazancıyla alacak hale getirseniz daha iyi olmaz mıydı?” sorusunu sormak geliyor hemen. Durum bizim sorumuzda sorduğumuz gibi olmayınca da o yardım, gösteriş, göz boyamadan başka bir şey değil de nedir? Hem öyle olmasaydı yeni kabul edilen yasayla yoksul halkın sağlık koşullarından yararlanabilme şansı düşürülürken AKP’ lilerin teklifiyle ve oyuyla milletvekiline sağlıkta gazi muafiyeti kabul edilir miydi? Peki “Milletvekilleri ve onların emeklileri bu toplumda fakir sayılabilirler mi” sorarım size. Ama onlar ve yakınları ilaçta katkı payından muaf tutulan gaziler gibi, bundan sonra avantajlı olacaklar. Yoksul halk ise bunları ödemek zorunda.
Bunlar gibi daha nice örnekler var önümüzde. Durum böyle olunca da sorarım size “AKP kendi söyledikleri gibi yoksuldan yana mı zenginden yana mı?” Açıkçası bu söylemin koca bir yalan olduğunu bu ve bu gibi eylemleriyle kanıtlamış oldular. Hala var mı acaba AKP’ nin yoksulun partisi olduğuna inanan?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder