5 Mayıs 2008 Pazartesi

KİM SUÇLU?...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Meclis Grubu'nda partili milletvekillerine sesleniyor. Erdoğan konuşmasında ATV- Sabah ihalesine yönelik eleştirilere de üstü kapalı yanıt verdi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan RecepTayyip Erdoğan, Katar, Suriye, Suudi Arabistan, Kuveytli işadamlarının, dünyanın her tarafında yatırım yaptığını ancak bu yatırımlar Türkiye'ye yönelince, farklı tavırlar gösterildiğini belirterek, "Nedir bu hazımsızlık, neden bu alerji? Bu açıkça ayrımcılıktır, sermaye ırkçılığıdır" dedi.
Başbakan bu sözlerle kendini veya hükümetini savunuyor. Ancak Başbakan’ın gözden kaçırdığı bir nokta var. Herhangi bir ülkenin ülkemizde yatırım yapıyor olmasına değil, daha çok bu yatırımın yapılması için, Çalık Grubuna destek için Başbakan hatta Cumhurbaşkanı’nın devreye girmiş olması. Ama nedense bu tepkiyi anlamak istemiyorlar yada anlamak işlerine gelmiyor.
Bilindiği gibi Çalık Grubu Sabah ve ATV’ nin alımında kamu bankalarından almayacak durumda olmasına rağmen hatırlı kişilerin devreye girmesi sonucu Halkbank ve Vakıfbank’tan kredi sağladı. Bu yetmiyormuş gibi bir de Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın da desteği ile Katar’dan bir de ortak buldular. İşte asıl mesele bu. Acaba Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız başka şirketler için de bu kadar uğraşırlar mıydı? Yoksa bu sadece Başbakanın damadının Ceo’ su olduğu şirkete yapılan bir kıyak mıydı? Nedense bizlere öyle gibi görünüyor.
Başbakan’ın en yakınındaki işadamlarından Ahmet Çalık’ın Sabah-ATV alımında kullanmak için kamu bankalarından sağladığı kredinin tek teminatı Turkuvaz. Bu kredi verilirken ne Ahmet Çalık’ın şahsi kefaleti ne de tek bir Çalık grubu şirketinin hissesi istenmedi. Üstelik bir süre önce uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, geçen hafta Çalık Grubu’nun kredi notunu düşürülmüştü. Fitch, bu not indirimi sırasında raporunun satır aralarında öyle ilginç tespitler yaptı ki... Ancak bir Allah’ın kulu bu tespitleri dikkate almadı. Beklide okumadılar bile… Ama yine de Çalık Grubuna kredi vermekten geri durmadılar.
Halkbank ve Vakıfbank’ ın tarihlerindeki en yüksek hacimli kredileri Çalık Grubu iştiraki Turkuvaz’a açarken nasıl bir iş bilmezlik yaptılar anlamıyorum. Bu durum karşısında “Halkbank esnafın bankasıdır. Özelleştirilmesine karşıyız. Kamuda kalmalı” diyenlerin bile içi sızladı. Çünkü Fitch; “Sağlanan kredi (375’şer milyon dolarlık Halkbank ve Vakıfbank kredisinden sözediliyor) grup teminatsızdır. Bu kredinin teminatı sadece Turkuvaz şirketinin varlıklarıyla sınırlıdır. Turkuvaz’ın kredi ödemesini gerçekleştirebilmesi sadece Turkuvaz’a bağlı (Sabah-ATV) şirketlerin kârlılığı ile bire bir bağlantılıdır.”
Aslında söylenenler çok açık ve net... Gerek Halkbank gerekse Vakıfbank, tarihlerindeki en büyük krediyi verirken Turkuvaz’ın varlıkları dışında Çalık Grubu’na ait hiçbir şirketten hisse istemediler. Ahmet Çalık’ın şahsi teminatına bile gerek görmediler. Bu ise tam bir bankacılık intiharı. Çünkü Sabah yada ATV kar getirmediği zaman kredi ödenemeyecek. Dolayısıyla banka büyük bir açıkla karşı karşıya kalacak. Ahmet Çalık ise böyle bir durumda, “Benim bir alakam yok“diyerek çıkacak işin içinden. Yani bankalar batarsa batsın, ama Çalık ve Grubuna hiçbir zarar gelmesin mantığıyla yapılan bir işlem olarak çıkıyor karşımıza bu durum.
Bu şekilde usulsüzce verilen bir kredi sonrasında bir de bu yetmezmiş gibi Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın devreye girerek Çalık’a Katar’dan bir ortak bulmaları insanlara “Yeter artık” dedirtti. Ancak nedense Başbakan bunu anlayamıyor. Kendilerini eleştirenleri sermaye ırkçılığı ile suçluyor. Acaba bu olanlara sessiz kalamayanlar mı, yoksa bir şirkete böylesine yardım edenler mi suçlu? Karar okurlarındır….


ARZU KÖK

Hiç yorum yok: