2 Mayıs 2008 Cuma

ELEKTRİK ÜZERİNE ÇİRKİN OYUNLAR

AKP ve Zihniyeti hükümeti yılbaşından itibaren elektrik fiyatlarına konutta yüzde 15, sanayide yüzde 10 zam kararı aldı. Aslında; çok daha önce,yani seçimlerin hemen ardından,seçim savurganlığını bir nebze kapatabilmek için elektrik zammı düşünülmüştü… Ancak;gelen tepkiler üzerine, RTE, “ben böyle bir talimat vermedim…” türünden açıklamalar yaparak, Enerji Bakanı ile Hükümet Sözcüsü’nü oldukça zorda bırakmıştı. Ama onların ikisinden de,liderlerinin bu manevrası neticesinde ses gelmedi… Gelemezdi de!
O zaman yapılacak zam oranı öğrendiğimiz kadarıyla yüzde 3 civarında idi. Şimdi ise; ne değiştiyse zam oranında büyük bir artış söz konusu. Açıklar dürüst vatandaşımızın sırtından kapatılacak. Bu net olarak anlaşıldı…
Yapılan araştırmalar göstermektedir ki; kişi başına düşen ulusal gelire göre elektrik fiyatları karşılaştırıldığında, değil AB ülkeleri arasında, dünya ülkeleri arasında elektrik fiyatlarının en yüksek olduğu ülke Türkiye’dir. Üstelik de elektrik üretiminde çok daha iyi imkanlara sahip olmasına rağmen. Ama ne yazık ki;toplumdan tepki gelmeyince; hükümet de istediği gibi at koşturuyor.Muhalefet derseniz; zaten bugünlerde onları gören de nerede olduklarını bilen de yok…
Hükümet seçim ertesi zam yapılacağını duyurduğunda büyük bir tepki almıştı. Zira seçim döneminde devletin imkanlarını sonuna kadar kullanan AKP ve Zihniyeti’nin bu açıkları kapatma yolu olarak görülmüştü bu zam. Bir anlamda da doğruydu. Zira seçim yardımı olarak Hazine’den alınan yardımların dışında, gerek doğrudan, gerekse yandaş Belediyeler aracılığıyla devletin imkanları resmen heba edilmişti. Dolayısıyla da Hazine tam takır, kuru bakır hesabı boşalmıştı. Devlet tekelinde bulunan bir çok hizmet alanı ile birlikte elektriğe zam yapmak; bir anlamda Hazine’yi yeniden doldurmanın yollarından biriydi. Ancak bu medya tarafından deşifre edildikten sonra geri adım atılmış ve zamdan vazgeçilmişti.
AKP ve Zihniyeti hükümetinin beceriksizliği dolayısıyla başarısızlıkları öyle tavan yaptı ki;bütçede meydana gelen açık gitgide artmış ve içinden çıkılamaz bir hal almıştı.
Üretimin yapılamadığı ortamlarda zam yapmak,hükümetin tek çıkar yolu.konunun gelip de özellikle elektriğe dayanmasının altında yatan gerçekler, ilk bakışta dikkatlerden kaçmıyor. Zira başkalarına peşkeş çekilen elektriğin kullanımından doğan açık da git gide çok büyük boyutlara ulaşmıştır. Bunun için tedbir almak AKP ve Zihniyeti iktidarının işine gelmemektedir. Çünkü alınacak tedbirlerin, öncelikle bağımlı oldukları dış güçlere, sonra da önemli desteğini aldıkları yandaş kesimlere dayanacaktır. Bunu yapmaktansa; tam aksini yapıp, açığı oluşturanları bir şekilde koruyup, faturayı dürüst vatandaşa çıkarmak şimdilik en zararsız yöntem. Çünkü, Türk Ulusu tepki vermekte pek mahir değildir maalesef. Bu da, hükümetin arayıp da bulamadığıdır…
Elektrik konusunun neden böylesine yüklenildi? Nasıl mı oluştu bu açıklar? Dilimizin döndüğünce kısaca anlatalım;
Bilindiği üzere elektriğin en çok tüketildiği ve sanayinin ağırlıkta olduğu Marmara Bölgesi’dir. Bu bölgede kullanılan kaçak elektriğin haddi hesabı yoktur. Ancak Hükümet pek tabii ki bu bölgedeki sanayicinin üzerine gidemez. Nasıl gitsin ki? Zira adamların hemen bütün çoğunluğu, örgütlü bir şekilde ve özellikle TÜSİAD aracılığıyla AKP ve Zihniyeti hükümetine olan desteklerini açıkça ifade ediyorlar. Bu durumda AKP ve Zihniyeti nasıl olurda bunlara müdahale edebilir ki? Hem siz olsaydınız bindiğiniz dalı keser miydiniz?
Yine, konutlarda kaçak elektriğin en çok kullanıldığı bölgeler Güney Doğu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’dir. Fakat ne yazık ki buralara da dokunulamaz. Zira bunlara izin verilmesinin kökeninde AKP ve Zihniyeti’nin Kuzey Irak politikası yatmaktadır. Bu sayede oy oranlarını arttırmadılar mı o bölgelerde. Hatta birinci parti olarak çıkmadılar mı sandıktan. Şimdi nasıl olur da bu yörelerde ki kaçak kullanımın önünü kesebilirler ki? Katiyen olmaz. Zira hem oradaki halkın hem de ABD emperyalizminin ve güdümündeki AB’nin maşalarının ve yerli işbirlikçilerinin huzuru kaçar ki bunu RTE asla kabul edemez…
Ayrıca Kuzey Irak’a verilen elektriğin durumu da söz konusu. Zira o bölgeye verilen elektrik Türk insanının kullandığı fiyatın neredeyse yarısı bir fiyata verilmektedir. Yani Türk insanı kendi topraklarında üretilen elektriği, kendisine ve ülkesine kin besleyen, askerlerimizin şehit olmasına göz yuman, teröristleri vatandaşları olarak kabul edip, savunan bir ülke insanından daha pahalıya kullanıyor. Tabii doğal olarak AKP ve Zihniyeti hükümeti buna da bir dur diyemez. Zira bu da Kuzey Irak politikalarının bir parçası. Yani ABD ve AB’nin dayatmaları. Bu satışa veya buralara verilecek elektriğe yapılacak zamma RTE asla müsaade edemez. Çünkü, ABD ve güdümündeki AB’yi kızdırmak bu hükümet için istenebilecek en son şeydir.
Tabii bir de sokak lambalarının faturasını ödemeyen AKP ve Zihniyetine sahip belediyeler var. Bu faturaları onlara ödetmek olur mu hiç? O belediyeler ki, RTE’nin sözünden çıkmıyor, halka kömür ve gıda yardımı yapıyorlar. Yani bu iyilikleri karşılıksız mı kalsın? Mümkün değil. Tabii ki faturaları ödemezlerse de olur. Nasılsa hükümet ödetecek birilerini bulur.
Yukarıda anlattıklarımız ışığında buralara ve ilgililere dokunulamayacağı çok açıktır. Bu durumda ihtiyacın karşılanabileceği en uygun alan, dürüst vatandaşlardır. Bunların, nasıl olsa sesleri çıkmıyor, örgütlü de değiller. Arkalarında dışarıdan talimatlı işbirlikçiler de yok. O halde; vurun bunlara. Zam oranını da istedikleri gibi, hatta tüm açıkları kapatacak ölçüde de tutabilirler. Üç-beş mırıltı duyulur. Sadece o kadar!
IMF de son raporunu bu yönde vermiştir. Üstelik elektrik zammının otomatiğe bağlanması bile konuşulmuştur. Bağlarlar tabii. Zira amaç bir anlamda halkı bezdirerek elektrik dağıtımının özelleştirilmesinin önünü açmak değil midir? Nasılsa dürüst vatandaşın ağzı var dili yok. Onlar Hazine’nin içini boşaltsınlar halk doldursun. Bir de” Ben halkımı düşünüyorum, kömür ve gıda yardımları yapıyorum “diyerek ortalığa çıkıp bir iki duygu sömürüsü yaparlarsa zaten bu halk onları affeder. Sistemi ne güzel kurmuşlar değil mi? Ve yazıktır ki dürüst fakat örgütlenme fakiri olan halkımızı kullanmayı çok iyi biliyorlar.
Boşaltan boşalttı Hazine’yi. Şimdi ise yeniden doldurma zamanı. Nasıl mı? Elbette ki her şeye zam yaparak… Para kimden mi çıkacak? Tabii ki vatandaştan….
ARZU KÖK

Hiç yorum yok: