Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan üniversite hazırlık kurslarını kaldırma sinyali geldi. En güçlü liselerden mezun olanların bile kurslara gittiğini belirten Erdoğan, fen lisesinden ve Anadolu lisesinden mezun olanların bile hazırlık kursuna gittiğini, bunun bir "garabet" olduğunu ifade ederek, "Niçin acaba öğrenciler üniversite hazırlık kurslarına giderler? Bunu anlamakta zorlanıyorum. Anlıyorum da, bu sistem nasıl oluşturulmuş, bunu kaldırmaya kalktığınız zaman acaba hangi bariyerle karşı karşıya kalacaksınız?" dedi.
Bir hafta kadar önce de kendi çocuğunun da takviye ders aldığını itiraf eden Milli Eğitim Bakanı’nın ağzından duyduk bu söylemi. Çocukların dershanelere neden gittiğini, velilerin bu kadar parayı neden harcadığını anlamadığını söylüyordu. Önce kendi çocuğuna neden takviye ders aldırdığını anlatması gerekmez miydi?
Aslında bu söylemler gayet ilginç söylemler. Zira bu sözleri söyleyen muhalefet partisi lideri değil, bir Başbakan. Ve hiç istatistiklere bakmamış mı acaba? Zira dershaneye giden öğrenci sayısı AKP iktidarı sırasında ikiye katlandı. Üstelik bir dönem Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in adı Dershaneler Bakanı’na çıkmadı mı?
Başbakan bu söylemi geliştirmiş olmakla ya bizleri enayi yerine koyuyor yada gerçekten olandan bitenden haberdar değil. Ancak ikincisine inanmak pek de mantıklı görünmüyor. Başbakan Erdoğan, Hüseyin Çelik’i çağırıp da bir sorsa; ”Öğrenciler daha önce kaç yaşında dershaneye başlıyordu, şimdi kaç yaşında gidiyorlar? Veliler daha önce dershanelere ne kadar para ödüyordu, şimdi ne kadar harcıyorlar? En önemlisi de ortada düzeltilecek bir garabet vardı da son beş-altı yılda dershaneleri daha da güçlendirmenin ötesinde ne yaptılar?..” Hiç bir şey. Başbakan ya bizimle kafa buluyor. Yada kendisi eğitimin çok uzağında. Yada masum bir durum tespiti yapılırsa: Çelik, toplumu olduğu gibi, Başbakan’ını da ayakta uyutuyor!..
“Eğitim sorunu” denildiğinde akıllarına türban ve imam hatip okullarından başka bir şey gelmemesinden kaynaklanıyor olabilir miydi acaba bunun nedeni? İktidarda oldukları süresince meslek eğitimini imam hatip liselerinin sorunlarına kilitlemeselerdi, pek çok eğitim sorunu çözülebilirdi beklide. Dershanelere her yıl harcanan milyarlarca dolar, modern bir eğitim sisteminin en başından inşa edilmesi için yönlendirilebilirdi. Bir yandan üniversite eğitiminin kalitesi artırılırken, diğer yandan çocuklara hiçbir beceri kazandırmayan lise eğitimi günün ihtiyaçlarına göre meslek eğitimine dönüştürülebilirdi.
Eğitim gerçek anlamıyla yapılır dershaneler rahatlıkla kapatılabilirdi. Dershanelere olan bağımlılık ortadan kaldırılabilirdi. Ama zaman içerisinde. AKP, 5-6 yıl önce bu işe el atsaydı, bugünkü yakınmaların belki de hiçbiri olmazdı. Ama tam aksini yaptı. Dershanelere tam gaz destek verdi.
Dershane sektörüne kimilerine göre her yıl 8-10 milyar dolar para akıyor. Sonuçta da ne eğitimin kalitesi yükseliyor ne de fazladan bir öğrenci Anadolu liselerine yada üniversiteye giriyor. Yani kazanan hep dershaneler oluyor. Oysa aynı kaynaklar eğitimin iyileştirilmesi ve yeni okullar açılması için harcansaydı, muhtemeldir ki bu sınavlara, dershanelere ve bu eziyete hiç gerek kalmazdı.Dershaneler, istihdam olanağı sağlayan, vergi veren, öğrencileri sokaktan kurtaran önemli eğitim kurumları. Ama sağladıkları yarar, götürdüklerinin yanında devede kulak kalmaktadır. Ama eğitim sistemi böyle olduğu sürece de dershanelere ilgi azalmadan hatta katlanarak devam edecektir. Zira eğitim biraz da onların sayesinde ayakta kalıyor.
Hükümet ne yaptı, dershaneler bu kadar kökleşirken ülkemizde? Sadece konuştu. İmam Hatip Liselerine avantaj yaratmaya çabalamaktan başka bir şey yapmadılar, yapamadılar. Böylece de ne eğitimin kalitesini arttırabildiler, ne de İmam Hatiplilere bir fayda sağlayabildiler. Şimdi ise hayretle bakıyorlar insanlar çocuklarını neden dershanelere yolluyorlar diye. Yazık…..
ARZU KÖK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder