Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Büyükşehir Belediyesi Basın merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Kızılırmak’tan verilen suyunun son derece kaliteli ve sağlıklı bir su olduğunu söyledi. Ankaralı’nın 21 gündür Kesikköprü Barajı’ndan gelen Kızılırmak suyunu içtiğini bildiren Gökçek, "Kimse de bunun farkına varmadı. İshal vakaları da artmadı" dedi.
Bu durumu önceden duyurmama sebebi olarak da bazı sivil toplum örgütleri ve partilerin toplantılar düzenleyerek bu suyun kullanımını sabote edecekleri iddiasını ortaya koydu. Gökçek, "Bazı sivil toplum örgütlerinin bu durumu istismar ederek, ajitasyon yapmasını engellemek için bu gecikmiş açıklamayı yapıyorum. Ankaralılara hayırlı olsun. Böyle bir yola başvurduğum için halktan özür diliyorum" dedi. Tabii bu açıklamaların ardından da kendince haklı duruma geldi.
Bilim adamları, bu işin uzmanları proje başladığından beri bu suyun getireceği zararları sayıp döküyorlar. Gökçek ise 21 gündür kullanılan suyun herhangi bir ishal vakasına neden olmadığı savunmasını yaparak bu suyun yaratabileceği kanser vakalarının varlığını unutuyor.
Zira Kızılırmak suyunun sülfat ve sertlik oranı yüksektir. Yüksek sülfat oranı nedeniyle Ankara’ lıların sağlığı risk altına girmiş bulunmaktadır. Sülfat insanlarda , özellikle de çocuklarda dehidrasyon’ a (su kaybı) ve ishal’e neden olan bir madde olarak bilinegelir. Ayrıca, Neojen tüflerinden süzülen sular akciğer kanserine neden olan ince-iğnemsi mikrolitleri içine alarak toplanma havzasına taşırlar. Gözle görülmeyen bu ignemsi çubuklar suda hep asılı katı parçacıklar durumda kalırlar. Bunları içeren sular içme olarak alındığında bu sefer mide ve iç organlarda kanserleşmeye neden olabilirler. Yani kısacası bilim adamlarına göre sağlığımız tehlike altına girmiş bulunmaktadır.
Kızırmak suyu’nun yüksek sertlik oranı sadece sağlığımızı değil kesemizi, ağzımızın tadını da bozacaktır. Nasıl mı;
• Sert sular sabun, deterjan sarfiyatını arttıracaktır.
• Sıcak su tesisatı , buhar kazanları gibi tertibata ait boruların kısa zamanda kireç taşı bağlamasıyla kesitlerinin daralmasına neden olacaktır.
• Sert sular mutfak işleri bakımından da uygun değildir. Baklagiller gibi bazı yemekler sert sularda iyi pişmezler ve sert kalırlar. Karbonat sertliği çay ve kahvenin tadını bozar.
Melih Gökçek tüm bunlar daha önce konuşulmuş, tartışılmış, her türlü uyarı yapılmış olduğu halde kimseyi dinlememiş ve Ankara halkından habersiz suyu şebekeye vermiştir bile. Gökçek suyun şebekeye verildiğini açıkladığı basın toplantısında “Halkına sağlıksız su vermesi için bir belediye başkanının hain olması lazımdır" şeklinde bir söz sarfetmiştir. Şimdi soruyorum; Tüm bu uyarılara rağmen halkın sağlığını tehlikeye atacak bu uygulamaya devam etmek veya başlatmak ne anlama geliyor?
ARZU KÖK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder